Sözlü kültürün hâkim olduğu dönemde insanlar öğrendiklerini ve duyduklarını hafızalarda muhafaza etmeye ve belleklerinde depolamaya çalışıyorlardı. Daha sonra yazı devreye girmiş, zamanla yazmaya ve kitaba önem verilmiş, sözlü bilgi aktarımın yerini çoğunlukla kayıt altına alma faaliyeti almış ve gittikçe artan bir hızla bu alanda mesafe katedilmiştir.
Kitabımız iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, yazma eserin özelliklerine yönelik bilgi verilmiş, ardından ülkemizde ve dünyada mevcu ...